Okmeydanı Tıp Dergisi Sayı-4 2016

    
ARAŞTIRMA
1.
Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi Tıbbi Biyokimya Laboratuvarında HPLC Yöntemi ile Saptanan Anormal Hemoglobin Varyantları
Abnormal Hemoglobin Variants Detected by HPLC Method in Okmeydanı Training and Research Hospital Medical Biochemistry Laboratory
doi: 10.5222/otd.2016.1065 Sayfalar: 185-189
Okan Dikker, Müberra Vardar, Rıza Sandıkçı, Burcu Basat, Veysel Sucu, Eren Vurgun, Maide Hacer Tekin, Hüseyin Dağ

GİRİŞ ve AMAÇ: Laboratuvarımızda yüksek basınçlı sıvı kromatografisi (HPLC) yöntemi ile çalışılmış anormal hemoglobin varyantlarını saptamak ve literatürdeki diğer çalışmalarla bizim bulgularımızı karşılaştırarak farklı hemoglobin varyantları bulup bulmadığımızı tespit etmeyi amaçladık.

YÖNTEM ve GEREÇLER: Bu çalışmada 24.03.2014 - 05.09.2015 tarihleri arasında Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi tıbbi biyokimya laboratuvarında çalışılmış olan 1894 farklı hastaya ait hemoglobin varyant analizi sonucu retrospektif olarak değerlendirildi. Hemoglobin varyant analizi, Trinity Biotech Primus Ultra 2 Hemoglobin varyant otoanalizöründe HPLC yöntemi ile çalışılmıştır. 

BULGULAR: Çalışmaya dahil edilen olguların %0.95’inde (18 olgu) anormal hemoglobin varyantı tespit edilmiştir. Bunlardan 8 olguda Hb S (%0.42) (1 olguda homozigot HbSS, 7 olguda heterozigot Hb AS gözlendi.), 3 olguda Hb D-Los Angeles (%0.16), 1 olguda Hb C (%0.05), 1 olguda Hb Q-Iran (%0.05), 1 olguda Hb Hasharon (%0.05), 1 olguda Hb O-Arab (%0.05), 1 olguda Hb Kirksey (%0.05), 1 olguda Hb P-Nilotic (%0.05), 1 olguda Hb J-Toronto (%0.05) tespit edilmiştir.

TARTIŞMA ve SONUÇ: Dünya ve ülkemizdeki sıklığına benzer olarak bizde retrospektif analizimizde en sık Hb S varyantını tespit ettik. İkinci sıklıkla ülkemizdekine benzer şekilde Hb D-Los Angeles varyantını tespit ettik. Yapılan çalışmalarda, HPLC ile çeşitli hemoglobin fraksiyonlarının niteliksel ve niceliksel ayrımının elektroforetik yöntemlere göre duyarlı, özgül ve tekrarlanabilir olarak yapıldığı gösterilmiştir. Ancak HPLC yönteminin bir tarama testi olduğunu, kesin tanının gen düzeyindeki moleküler analizlerle konabileceğinin unutulmaması gerekmektedir.

Anahtar Kelimeler: Anormal hemoglobinler, hemoglobinopatiler, HPLC


2.
Bcl-2: Psöriasis ve egzema ayrımında daha kolay bir yol mudur?
Bcl-2: Is it an easier way to differentiate psoriasis and eczema?
doi: 10.5222/otd.2016.1064 Sayfalar: 190-194
Özben Yalçın, Filiz Topaloğlu Demir, Ayşe İrem Kılıç, Hüseyin Kaya, Fevziye Kabukçuoğlu, İlknur Kıvanç Altunay  

GİRİŞ ve AMAÇ: Psöriasisin ve egzemanın klinik ve histopatolojik olarak ayrimi zor olabilir. Bu çalışmada; ön tanıları psöriasis ve egzema olarak değerlendirilen olguların histolojik özellikleri ve bcl-2 ekspresyonları Şişli Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi Patoloji Bölümü tarafından değerlendirilmiştir.
YÖNTEM ve GEREÇLER: Patoloji arşivinden klinik ön tanıları psöriasis ve egzema olan 80 olgunun biyopsi sonuçları toplandı. Tüm biyopsiler 2 farklı dermatopatolog tarafından klinik tanıları bilinmeden değerlendirildi ve verileri toplandı. Elde edilen veriler SPSS ile analiz edildi.

BULGULAR: Palmoplantarpsöriasis ile egzema arasında histopatolojik farklar vardır. Hipogranülasyon(P=0.001; P<0.01), Munromikroabseleri (P=0.001; P<0.01), papillerdermiste kıvrımlı kan damarları (P=0.001; P<0.01), suprapapiller tabakada incelme (P=0.001; P<0.0001), plazma tepecikleri (P=0.033; P<0.005), parakeratoz(P=0.001; P<0.01) ve kogoj (P=0.001; P<0.01) bulguları psöriasis olgularının histopatolojik özelliklerine uyumlu olarak istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur. Spongioz (P=0.001; P<0.01), spongiotik vezikül (P=0.001; P<0.01), üst epidermiste eozinofil infiltrasyonu (P=0.001; P<0.01) egzema tanısı ile anlamlı olarak ilişkilendirilmiştir. Bcl-2 ekspresyonu ile yapılan immunohistokimyasal çalışmada psöriasiste bcl-2 ekspresyonu negatif bulunurken, egzema olgularında normal deri ekspresyonu ile aynı şiddette ve pozitif ekspresyon göstermiştir.

TARTIŞMA ve SONUÇ: Hipogranülasyon, Munro mikroabseleri, papiller dermişte kıvrımlı kan damarları, suprapapiller tabakada incelme, plazma tepecikleri,parakeratoz ve kogoj gibi histopatolojik bulgular anlamlı olarak psöriasis ile ilişkili olup tanı koymada kullanılabilir. Bcl-2 immunohistokimyasal çalışması ile de psöriasis ve egzema ayrımı yapılabilir.

Anahtar Kelimeler: Psöriasis, egzema, bcl-2


3.
Anormal Uterin Kanama Tedavisinde Levonorgestrel Salgılayan Rahim İçi Araç Kulanımının Etkinliği
The Effectivity Of The Using Levonorgestrel Releasing Intrauterine Devive In The Treatment Of Abnormal Uterine Bleeding
doi: 10.5222/otd.2016.1066 Sayfalar: 195-197
Soner Pul, Veli Mihmanlı, Ali Emre Tahaoğlu, Ahmet Kılıçkaya, Taner Mirza

GİRİŞ ve AMAÇ: Anormal uterin kanama tanısıyla levonorgestrel salgılayan rahim içi araç uygulanan hastalarda tedavi öncesi ve 1 yıl sonraki menstrüel kanama karakteri, hemoglobin, hematokrit ve endometrial biopsi sonuçlarını değerlendirmek.

YÖNTEM ve GEREÇLER: Anormal uterin kanama tanısı almış ve tedavi amaçlı levonorgestrel salgılayan rahim içi araç uygulanmış reprodüktif dönemdeki 77 kadın hasta çalışmaya alındı. Hastaların tedavi öncesi ve sonrası bulguları karşılaştırıldı.

BULGULAR: Anormal uterin kanama tanısı ile levonorgestrel salgılayan rahim içi araç tedavisi uygulanan 77 hastanın 58’inde (%75.32) menstrüel kanama paterninde olumlu ve anlamlı değişiklik saptandı. Hemoglobin ve hematokrit değerlerinde artış tespit edildi. Hastaların 11’inin (%14.28) vaginal kanama şikayetlerinde değişiklik olmadı.

TARTIŞMA ve SONUÇ: Anormal uterin kanama tedavisinde levonorgestrel salgılayan rahim içi araç uygulaması güvenilir ve etkin bir tedavi yöntemidir.

Anahtar Kelimeler: Anormal uterin kanama, levonorgestrel, Hemoglobin


4.
Laparoskopik histerektomi deneyimlerimiz
Laparoscopic hysterectomy; our experience
doi: 10.5222/otd.2016.1067 Sayfalar: 198-203
Gökhan Demirayak, Tuğba Kılık, Fatma Nur Çetinkaya, Berk Bulut, Murat Akbaş, Aydın Kılınç, Berna Şermin Kılıç, Orhan Şahin, Ahmet Kılıçkaya, Veli Mihmanlı

GİRİŞ ve AMAÇ: Histerektomi en yaygın yapılan majör jinekolojik ameliyattır. Tüm dünyada en sık laparotomi ile yapılmasına rağmen laparoskopik histerektomi giderek artmaktadır. Bu çalışmada kliniğimizde total laparoskopik histerektomi yapılan hastalar değerlendirildi.

YÖNTEM ve GEREÇLER: Kliniğimizde ocak 2014 ile ocak 2016 tarihleri arasında benign veya malign jinekolojik hastalıklar nedeniyle total laparoskopik histerektomi yapılan hastaların dosyaları retrospektif olarak tarandı. Hastaların yaş, vücut-kitle indeksi, parite, daha önce geçirilmiş operasyon öyküsü gibi demografik verileri kaydedildi. Histerektomi endikasyonu, histerektomiye ek olarak yapılan cerrahiler, toplam operasyon süresi, kan kaybı, preoperatif ve postoperatif hemoglobin değerleri, uterus ağırlığı, perioperatif ve postoperatif komplikasyonlar ile hastanede kalış süreleri kaydedildi. Sonuçlar güncel literatür eşliğinde değerlendirildi.

BULGULAR: Çalışmaya 101 hasta dahil edildi. Hastaların ortalama yaşı 51,7 (42-73), vücut-kitle indeksi 26,3 (21,2-38,3), paritesi 3(0-8) idi. 27 (%26,7) hastanın abdominal operasyon öyküsü mevcuttu. 33 (%32,6) hasta ile anormal uterin kanama en sık endikasyon idi. Total laparoskopik histerektomi ile birlikte 65 (%64,4) hastaya bilateral salpingo-ooforektomi, 29 (%28,7) hastaya bilateral salpinjektomi, endometrial kanserli 6 (%5,9) hastaya bilateral salpingo-ooforektomi ve bilateral total pelvik lenfadenektomi, uterin prolapsus mevcut 1 (%1) hastaya bilateral salpingo-ooforektomi ve sakrokolpopeksi yapıldı. Ortalama uterus ağırlığı 195 (95-530 g), ortalama operasyon süresi 110 (75-210) dk idi. Ortalama kan kaybı 110 (10-300) cc idi. Ortalama hastanede kalış süresi 2,1 (1-3) gündür. Bir hastada (%1) majör komplikasyon gelişti. 2 (%2) hastada minör komplikasyon gelişti. 

TARTIŞMA ve SONUÇ: Total laparoskopik histerektomi uygulanabilir, güvenli bir ameliyattır. İlk vakalarda operasyon süresi uzun olsa da cerrahi ekip deneyim kazandıkça süre kısalmaktadır.

Anahtar Kelimeler: Total laparoskopik histerektomi, laparoskopi, histerektomi


5.
Üçüncü Trimester Maternal Hemoglobin Değerinin Fetal Ağırlık ve Doğum Haftasına Etkisi
The effect of third trimester maternal hemoglobin levels to fetal weight and the week of birth
doi: 10.5222/otd.2016.1068 Sayfalar: 204-210
Elif Dilasa Pala Köse, Veli Mihmanlı, Gökhan Demirayak, Hilal Nalbant, Miraç Özalp, İsmet Gökçen  

GİRİŞ ve AMAÇ: Üçüncü trimester gebelerde doğum öncesi bakılan hemoglobin düzeylerinin doğum haftası ve doğum ağırlığına olan etkisini incelemek. 

YÖNTEM ve GEREÇLER: 1 Ağustos-30 Ekim 2014 tarihleri arasında Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde doğum 562 hasta hemoglobin değerlerine göre 3 gruba ayrıldı. Hb: 11-13g/dl arası olan 328 hasta Grup 1, Hb: 9-11g/dl arası olan 174 hasta Grup 2 ve Hb<9g/dl olan 60 hasta Grup 3 olarak kaydedildi. Hastaların yaşı, doğum şekli, gravida ve pariteleri, hemoglobin, hematokrit, MCV değerleri, doğum haftası ve doğum ağırlıkları kaydedildi. 37. Gebelik haftasından önce doğum preterm doğum, 2500gr’dan küçük bebek düşük doğum ağırlıklı bebek olarak değerlendirildi. 

BULGULAR: Doğum ağırlığı açısından yapılan değerlendirmede gruplar arasında belirgin fark tespit edildi.(p<0.05) Hb<9g/dl olan Grup 3 hastaların ortalama doğum ağırlıkları grup 1 ve 2 den daha az saptandı. Grup 2 ve grup 3’te istatistiksel olarak anlamlı düşük doğum ağırlığı saptandı. Doğum haftası ve doğum şekli açısından istatistiksel olarak anlamlı fark saptanmadı. Ancak parite arttıkça hastaların hemoglobinlerinin düşük olma oranlarının arttığı görüldü. 

TARTIŞMA ve SONUÇ: Bu çalışmanın sonucuna göre 3.trimesterde hemoglobin değerleri düşük olan gebelerin bebeklerinin doğum ağırlıklarının da düşük olduğu görüldü. Özellikle hemoglobin < 9g/dl olmasının düşük doğum ağırlığına neden olduğu görüldü.

Anahtar Kelimeler: Doğum ağırlığı, doğum haftası, hemoglobin düzeyi, 3.trimester

DERLEME
6.
Fasiyal hiperpigmentasyonlar ve tedavisi
Facial hyperpigmentations and their management
doi: 10.5222/otd.2016.1069 Sayfalar: 211-218
Kübra Cüre, Emek Kocatürk, Utkan Kızıltaç 

Dermatoloji kliniklerinde sık rastlanılan bir durum olan hiperpigmentasyon deri renginde koyulaşma anlamına gelir ve tedavisi hem hekim hem hasta için güçlükler yaratabilir. Konjenital formların yanısıra, çeşitli sistemik hastalıklar, deri hastalıkları ve çevresel faktörlerden kaynaklanan akkiz formları da vardır. Bu lezyonlar çoğunlukla asemptomatik olsa da yerleşim yerine bağlı olarak insanların sosyal ilişkilerini ve yaşam kalitelerini kötü etkileyebilen kozmetik ve psikososyal bir sorun haline gelebilir. Bu derlemede fasiyal hiperpigmentasyonun en sık nedenleri olan melazma, postinflamatuvar hiperpigmentasyon, efelid ve lentigoların tanı ve tedavisine değinilecektir.

Anahtar Kelimeler: Yüz, hiperpigmentasyon, melazma, lentigo

OLGU SUNUMU
7.
Fasiyal paralizi görülen bir Malign Otitis Eksterna olgusu
Malignant Otitis Externa with Facial Paralysis: A case report
doi: 10.5222/otd.2016.1070 Sayfalar: 219-221
Belgin Tutar, Güler Berkiten, Ayça Tazegül Mutlu, Ayşe Enise Göker, Yavuz Uyar 

Dış kulak kanalından başlayarak temporal kemik, mastoid hücreler ve kulak çevresindeki yumuşak dokulara yayılabilen Malign Otitis Eksterna nadir görülmesine ragmen, şiddetli seyreden destrüktif bir hastalıktır. İmmünsupresyon ve Diabetes Mellitus önemli predispozan faktörlerdir. En sık etkenin Pseudomonas türleri olduğu enfeksiyon, akut otitis eksternadan ayırt edilmelidir. Erken tanı ve tıbbi tedavi ile başarı oranları yüksektir. Çalışmamızda sol kulak ağrısı, akıntısı ve sol yüz felci yakınmaları nedeniyle ünitemize başvuran; 55 yaşında diabetik erkek hasta sunuldu. Yapılan fizik muayene, Teknesyum 99m kemik sintigrafisi ve temporal kemik Bilgisayarlı Tomografisi ile malign otitis eksterna tanısı kondu. Medikal tedavi ile iyileşme sağlandı. Bulgular literatür eşliğinde tartışıldı.

Anahtar Kelimeler: Diabetes mellitus, malign otitis eksterna, teknesyum 99m kemik sintigrafisi


8.
Özofageal granüler hücreli tümör: 7 olguluk seri ile patolojik ve klinik bulgularin değerlendirilmesi
Esophageal granular cell tumor: evaluation of pathological and clinical findings in series of 7 cases
doi: 10.5222/otd.2016.1071 Sayfalar: 222-226
Cem Çomunoğlu, Süha Göksel 

Amaç: Özofageal Granüler Hücreli Tümörler nadir görülür. Dispeptik yakınma ile başvuran olgularda üst gastrointestinal endoskopi sırasında belirlenirler. Genellikle benigndirler ancak malignite potansiyeli taşıdıklarından kesin tanı ve tedavi açısından histopatolojik inceleme zorunludur.
Olgular: Acıbadem Sağlık Grubu Patoloji Laboratuvarı’nda Ocak 2011 - Aralık 2014 tarihleri arasında tanı almış özofagus yerleşimli Granüler Hücreli Tümörler retrospektif olarak değerlendirildi, 7 olgu belirlendi. Olguların ortalama yaşı 46 idi (37-56 yaşları arasında), 3’ü kadın, 4’ü erkekti. Olguların klinik, endoskopik, histopatolojik özellikleri değerlendirildi.
Tartışma ve Sonuçlar: Özofageal Granüler Hücreli Tümörler nadir rastlanan, sinir sistemi kökenli, genellikle benign tümörlerdir. Malignite potansiyeli taşıdıklarından EUS ile tümör yerleşimi ve yayılımının belirlenmesi, sağlam cerrahi sınırlar sağlanarak endoskopik rezeksiyon uygulanması önerilmektedir.

Anahtar Kelimeler: Özofagus, granüler hücreli tümör, endoskopi


9.
Subakut Kombine Dejenerasyon Olgusu: Spinal Kordun Atipik Anterior Kolon Tutulumu
A Case Of Subacute Combined Degeneration: Atypical İnvolvement Of Anterior Columns
doi: 10.5222/otd.2016.1072 Sayfalar: 227-229
Adile Ozkan, Halil Güllüoğlu, Handan Işın Özışık Karaman, Halil Murat Şen

Vitamin B12 eksikliğinde; beyin, optik sinir, periferal sinirler ve spinal kordun etkilenmesine bağlı olarak önemli nörolojik belirtiler görülür.Subakut kombine dejenerasyon(SKD), spinal kordun lateral ve posterior kolonlarında dejenerasyon ile karakterize vitamin B12 eksikliğine bağlı bir komplikasyonudur. Biz burada magnetik rezonans görüntüleme tetkikinde (MRG) servikal spinal kordun anterior kolonunda tutulumu olan vitamin B12 eksikliği bağlı subakut kombine dejenerasyon olgusunu sunuyoruz.

Anahtar Kelimeler: Vitamin B12 eksikliği, subakut kombine dejenerasyon, spinal kordun anterior kolon tutulumu


10.
Perniyo: Bir olgu bildirimi ve ayırıcı tanıların gözden geçirilmesi
Pernio: A case report and the review of the differantial diagnosis
doi: 10.5222/otd.2016.1073 Sayfalar: 230-233
İlteriş Oğuz Topal, Şule Güngör, Yunus Topal, Özgür Emek Kocatürk Göncü

Perniyo veya chilblain soğuğa anormal cevaptan kaynaklanan lokalize inflamatuvar bir hastalıktır. Perniyo, genellikle el ve ayakların dorsal yüzlerinde ve daha az sıklıkla kulaklar, burun, uyluk ve kalçaların lateral yüzlerinde yerleşen ağrılı, eritemli-viyolese papüller, nodüller veya plaklarla ortaya çıkar. Ayırıcı tanıya Raynaud fenomeni, eritema nodosum, lupus eritematosus gibi hastalıklar girmektedir. Otuz iki yaşında erkek hasta 11 yıldır ellerinde bulunan eritemli ağrılı papüllerle başvurdu. Lezyonlar soğuğa maruz kaldıktan sonra kötüleşirken, sıcakta düzeliyordu. Ellerdeki papülden bir adet punch biyopsi örneği alındı. Histopatolojik incelemede dermisde perivasküler lenfosit infiltrasyonu görüldü. Hastaya bu bulgularla perniyo tanısı konuldu. Bu makalede perniyo tanısı konulan bir hasta bildirdik. Perniyonun klinik ve histopatolojik özelliklerini tartıştık ve ayırıcı tanıları gözden geçirdik.

Anahtar Kelimeler: Chilblain, Raynaud fenomeni, eritema nodosum, lupus eritematosus


11.
Maksiller sinüsün aktinomikoz enfeksiyonu: Olgu sunumu
Actynomycosis of maxillary sinus: Case report
doi: 10.5222/otd.2016.1074 Sayfalar: 234-236
İmran Aydoğdu, Tolgar Lütfi Kumral, Ayça Tazegül Mutlu, Yavuz Uyar, Güler Berkiten

Aktinomikoz, oral kavitede özellikle dişlerin etrafında yerleşik bir bakteri olan Actinomyces israelii’nin sebep olduğu bir durumdur. Paranazal sinüs yerleşimi oldukça nadir olup tanı alması zordur. Bu yazıda izole olarak maksiller sinüs yerleşimli olup, endoskopik sinüs cerrahisi ve kısa süreli antibiyotikle tedavi edilen olgu sunuldu. Literatürü gözden geçirilerek tartışıldı.

Anahtar Kelimeler: Maksiller Sinüs, Aktinomikozis
Logos Tıp Yayıncılığı
Yildiz Posta Cad. Sinan Apt. No:36
D.63-64 Gayrettepe 34349 Istanbul
 
Fax :
(212) 288 0541
(212) 288 5022
(212) 211 6185
  E-mail
[email protected]
  Google Maps için tıklayın