Okmeydanı Tıp Dergisi Ek-1 2015

    
1.
Diyabet: Küresel Bir Salgın Hastalık
Diabetes: A Global Pandemic Disease
doi: 10.5222/otd.2015.001 Sayfalar: 1-6
Gülhan Coşansu  

Diyabet 21. yüzyılın en önemli sağlık sorunlarından biridir. Toplumlar için maliyeti çok yüksek olan bu hastalık bir dev gibi hızla büyümektedir. Dünya üzerinde ortalama her 100 erişkinden yaklaşık 8.3’ünün diyabetli olduğu tahmin edilmekte, günümüzde 387 milyon olan diyabetli sayısının 2035 yılında 592 milyona ulaşması beklenmektedir. Bu 387 milyon diyabetlinin büyük bir bölümü 40-49 yaşları arasındaki erişkinlerdir ve yaklaşık %80’i düşük ve orta gelir grubundaki ülkelerde yaşamaktadır. 2014 yılında her 7 saniyede 1 kişi, toplamda 4.9 milyon kişi diyabete bağlı nedenlerle yaşamını kaybetmiştir. Diyabetin ve komplikasyonlarının tedavisi ve rehabilitasyonu için harcanan para hem bireyler, hem de sağlık bakım sistemleri için ciddi boyutlardadır. Oysa, yüksek diyabet riski taşıyan bireylerde yaşam biçimi değişiklikleri ile diyabetin önlenebildiği ya da başlamasının geciktirilebildiği belirtilmektedir.

Anahtar Kelimeler: Diyabetin önlenmesi, kanıta dayalı öneri, tarama, tip 2 diyabet, yaşam biçimi değişikliği

OLGU SUNUMU
2.
Diabetes Mellitus ve Kulak-Burun-Boğaz
Diabetes Mellitus and ENT
doi: 10.5222/otd.2015.007 Sayfalar: 7-11
Yavuz Atar, İmran Aydoğdu, Ziya Saltürk, Tolgar Lütfi Kumral, Yavuz Uyar

Diabetes mellitus, nörovasküler yapılar üzerinde dejeneratif etki göstererek önemli kulak burun boğaz hastalıklarına neden olabilmektedir. Malign otitis eksterna, ani işitme kaybı, ilerleyici işitme kaybı, periferik vertigo, mukormukozis, kserostomi etiyolojisinde gösterilen başlıca sayılabilecek hastalıklardır. Ayrıca hem kortikosteroid ile yapılan medikal tedavilerde hem de yara iyileşmesinde gecikme ile cerrahi yönden komplikasyonlara neden olmaktadır. Diyabetik olanlar bu nedenle yakından takip edilmeli, laboratuvar testleri ile takip edilerek kan şekeri regülasyonu sağlanmalıdır

Anahtar Kelimeler: Diabetes mellitus, işitme kaybı, vertigo, mukormukozis, malign otitis eksterna


3.
Diabetes Mellitus ve Oftalmoloji
Diabetes Mellitus and Ophthalmology
doi: 10.5222/otd.2015.012 Sayfalar: 12-16
Burak Erden, Selim Bölükbaşı, Serkan Erdenöz, Mustafa Elçioğlu 

Diabetes mellitus hem sistemik kronik metabolik bir hastalık olarak hem de mikroanjiopatik karakteriyle göz yapısındaki birçok dokuda patolojilere yol açabilmektedir. Korneal yüzey ve gözyaşı sistemini bozmakta, lenste refraktif değişiklikler ya da katarakt gelişimine yol açmakta, retinada diyabetik makulopati ve retinopatiye neden olarak ağır görme kaybına neden olabilmektedir. Diyabetik hastaların uygun aralıklarla oftalmolog tarafından takip edilmesi, diyagnostik ve terapödik uygulamaların profilaktik olarak yapılabilmesi ile görme kaybınının engellenmesi olasıdır.

Anahtar Kelimeler: Diyabetik makulopati, diyabetik retinopati, katarakt, görme kaybı


4.
Diabetes Mellitus ve Gebelik
Diabetes Mellitus and Pregnancy
doi: 10.5222/otd.2015.017 Sayfalar: 17-22
Veli Mihmanlı, Müjgan Mihmanlı

Doğurganlık çağındaki kadınlarda diyabet sıklığının artmasıyla birlikte, diyabetle, komplike gebeliklerin oranı da artmıştır. Gestasyonel diyabet gebelikte başlayan veya gebelik sırasında tanı konulan karbonhidrat intoleransı olarak tanımlanır. Gebeliğin en yaygın komplikasyonlarından birisidir. Gestasyonel diabetes mellitus; gestasyonel hipertansiyon, preeklampsi, sezaryen doğum ve onlarla ilişkili potansiyel morbiditeler için yüksek risk taşır. Gestasyonel diabetes mellitusla ilişkili neonatal medikal komplikasyonlar, neonatal hipoglisemi, hiperbilirubinemi, polisitemi, hipokalsemi ve respiratuar distrestir. Tüm gebelere 24.-28. gebelik haftasında gestasyonel diyabet taraması yapılmalıdır.

Anahtar Kelimeler: Diabetes mellitus, tarama, gebelik


5.
İki Eski Dost: Diyabet ve Kanser
Two Old Friends: Diabetes and Cancer
doi: 10.5222/otd.2015.023 Sayfalar: 23-32
Sadi Kerem Okutur

Diabetes mellitus (DM) ve kanser tüm dünyada önemli morbidite ve mortaliteden sorumlu en önemli sağlık sorunları arasında yer almaktadır. Mevcut veriler DM ile kanserin ortak patogenetik mekanizmaları kullandığını ve DM’ lu bireylerde sağlıklı bireylere kıyasla bazı kanser tiplerinin daha sık görüldüğünü desteklemektedir. Bunun yanında DM tedavisinde kullanılan bazı ajanların da kanser riskini arttırdığına dair bulgular mevcuttur. Bu makalede DM ile kanser arasındaki ilişkinin moleküler ve klinik temelleri literatür eşliğinde tartışılmıştır.

Anahtar Kelimeler: Diabetes mellitus, insülin direnci, kanser


6.
Bir Dermatolog Ne Zaman Diyabetten Şüphelenir?
When Does the Dermatologists Suspect Diabetes Mellitus?
doi: 10.5222/otd.2015.033 Sayfalar: 33-38
Nagihan Tarıkçı, Emek Kocatürk, Utkan Kızıltaç, Kübra Cüre, Hatice Ergün, Bachar Memet

Diabetes mellitus görülme sıklığı giderek artan, glukoz yüksekliği ile karakterize en sık görülen endokrin hastalığıdır. Kan damarları, gözler, böbrekler ve deri diyabetten etkilenebilen organlardan bazılarıdır ve hastalarda yaşam kalitesini düşürürken yüksek bir mali yük de oluşturur. Diyabetik hastaların %30’undan fazlasında hastalıkları süresince herhangi bir deri belirtisi görülebilir. Diyabette görülen biyokimyasal, vasküler, immün ve metabolik değişiklikler kutanöz bulguların patogenezinden multifaktöryel olarak sorumludur. Deri tutulumu diyabetin ilk belirtisi de olabilir bu nedenle deri belirtilerinin dikkatlice incelenmesi diyabet tanısı için bir ipucu olabilir. Bununla birlikte, bu deri bulguları hastalığın seyri ya da tedavilerin başarısı ile ilgili de bilgi verebilir.

Anahtar Kelimeler: Dermatolojide diabetes mellitus, diabetes mellitus, deri bulguları


7.
Diyabet Hastalarına Beslenme Açısından Yaklaşım
Nutritional Approach to the Diabetic Patients
doi: 10.5222/otd.2015.039 Sayfalar: 39-44
Osman Nuri Bulutlar 

Günümüzde diyabet global olarak epidemic boyutlara ulaşan major bir halk sağlığı sorunudur. Ülkemizde ve dünya çapında bu kronik hastalık alarm verecek düzeylere ulaşmıştır. Diyabet 21. yüzyılın en çok mücadele edilmesi gereken hastalıklarından biridir. Her yıl yedi milyon insanda diyabet ortaya çıkmakta ve en çok yaşam şekli hızla değişen gelişmekte olan toplumlar etkilenmektedir. Diyabet sadece bireyler ve aileleri için değil aynı zamanda sağlık sistemleri açısından da masraflı bir hastalıktır. Yüksek ekonomik ve sosyal maliyeti bu hastalıkla mücadeleyi gerekli kılmaktadır. Obezite tip 2 diyabetin temel nedenlerinden biridir. Kilo alımı çeşitli mekanizmalarla insulin direncine neden olmaktadır. Sağlıklı yaşam şekli düzenlemeleri ve düzenli egzersiz ile ideal kiloya ulaşmak bozuk glukoz toleranslı hastalarda diyabet gelişimini %50 oranında azaltmaktadır. Doğru beslenmeyi öğrenmek diyabet kontrolünün önemli bir aşamasıdır. Yaşam şekli ile iligili düzenlemeler ve düzenli fizik aktivitenin eklenmesi bu kronik hastalığın kontrolünde anahtar rol oynar.

Anahtar Kelimeler: Beslenme, fizik aktivite, obezite, tip 2 diyabet, yaşam şekli


8.
Diyabet ve Nörolojik Hastalıklar
Effects of Diabetes Mellitus on Neurological Disorders
doi: 10.5222/otd.2015.045 Sayfalar: 45-51
Elif Ünal, Onur Akan, Serap Üçler 

Diabetes mellitus hâlen dünyada oldukça sık görülen bir hastalık olup, hastaların günlük yaşamlarını olumsuz etkilemektedir. Diyabetin periferik sinir hastalıkları, inme ve demans gibi nörolojik hastalıklarla da ilişkisi bilinmektedir. Bunların arasında en sık görülen hastalık periferik sinir hastalığı olup, kötü diyabetik kontrolün oluşum riskini arttırdığı ve hastaların eğitimi ile önlenebileceği bildirilmiştir. Diyabetli hastalarda vasküler demans Alzheimer hastalığından daha sık görülmekte ve bu nedenle serebrovasküler hastalıkların diyabetteki kognitif yıkımla ilişkili olabileceği düşünülmektedir. Diyabetin beyni etkileme mekanizmaları net olarak ortaya konmamakla birlikte, damar yapısının etkilenmesi, insülin rezistansı, glukoz toksisitesi, oksidatif stres, glikolizasyon son ürünlerinin birikimi, hipoglisemik epizodlar ve amiloid metabolizmasındaki değişikliklerin etkili olduğu düşünülmektedir. Bu makalenin amacı, diyabetin nörolojik komplikasyonlarını tanımlamak ve bu komplikasyonların önlenmesinde hasta eğitimi, iyi diyabet kontrolünün sağlanması ve erken tanının önemini vurgulamaktır.

Anahtar Kelimeler: Diyabet, diyabetik polinöropati, demans


9.
Diyabetin Ruhsal Boyutu
Psychological Aspects of Diabetes
doi: 10.5222/otd.2015.052 Sayfalar: 52-56
Leyla Küçük

Diyabet, fizyopatolojik süreçlerle ilişkili olarak gerek organizmada gerekse ruhsal denge ve uyumda birtakım değişikliklere neden olmaktadır. Diyabetli hastalarda duygusal tepkiler ve uyum güçlükleri sıklıkla görülmektedir. Hastalık belirtileri, komplikasyonlar ve uygulanan tedavilerin yarattığı doğal sıkıntı ile birlikte, geleceğe yönelik endişe, yeterliliğini kaybedeceği ve başkalarına bağımlı hâle gelebileceği korkuları, beden görünümünün bozulacağına ilişkin kaygılar hastanın fiziksel, bilişsel ve duygusal işlevlerini ve sosyal yaşamını olumsuz etkilemektedir. Bu derlemenin amacı diyabetin beraberinde getirdiği ruhsal sorunlara dair farkındalık kazandırmaktır.

Anahtar Kelimeler: Diyabet, ruh sağlığı


10.
Diyabet ve Cinsel Yaşam
Diabetes Mellitus and Sexual Life
doi: 10.5222/otd.2015.057 Sayfalar: 57-62
Levent Özcan, Emre Can Polat

Diabetes mellitus en sık rastlanan kronik rahatsızlıktır. Diyabet hem erkek hem de kadınlarda cinsel fonksiyon bozukluğu nedenidir. Diyabetik olmayan erkeklerle karşılaştırıldığında diyabetik erkeklerde 3 kat fazla erektil disfonksiyon görülmüştür. Kadınlarda diyabetin cinsel fonksiyonlar üzerine etkisi net olmamakla birlikte yapılan çalışmalarda diyabetik kadınlarda cinsel bozukluklar fazla görülmüştür. Bu makalenin amacı diyabetin cinsel fonksiyonlar üzerindeki etkisini tartışmaktır.

Anahtar Kelimeler: Diabetes mellitus, erektil disfonksiyon, kadın cinsel disfonksiyonu


11.
Diyabetik Ayak Hastalığına Güncel Yaklaşımlar
Recent Approaches to Diabetic Foot Disease
doi: 10.5222/otd.2015.063 Sayfalar: 63-71
Semih Ayanoğlu

Amaç: Günümüzde Türkiye’de ve dünyada artan yaşlı nüfusu ile birlikte görülme sıklığı artan diyabet ve buna bağlı uzun dönemde ortaya çıkan bir komplikasyon olan diyabetik ayak yaralarına yaklaşımın güncel literatür eşliğinde değerlendirilmesidir.
Çalışma Planı: Diyabetik ayak kompleks medikal bir patolojiyi tanımlar. Üç önemli faktör tedavinin planlanmasında ve başarısında rol alır. Bunlar nöropati, iskemi ve infeksiyondur. Bu üç faktörün oluşturduğu tabloda tipik diyabetik nekrozlar görülmektedir. Bu süreç bazen çok hızlı ve agresif seyrederek ekstremitenin kaybıyla sonlanabilmektedir. Sürecin yakından ve multidisipliner yaklaşımlar ile kontrol edilmesi, erken ve güçlü müdahalelerle ampütasyon ile sonuçlanan klinik süreçler kontrol edilebilmektedir. Dünya genelinde diyabete bağlı her yirmi saniyede bir ampütasyon yapılması da sorunun büyük küresel bir halk sağlığı sorunu olduğunu göstermektedir. Bu derlemede diyabetik ayak yaralarına zemin oluşturan alt ekstremite ve ayağın yapısal ve şekil bozukluklarının, dolaşım sorunlarının ve nörolojik değişimlerinin önceden tespit edilmesi ve gerekli önlemlerin alınmasında izlenen yaklaşımlar ve bu anlamda uygun ayakkabı ve yardımcı gereçlerin kullanılma prensipleri incelenmiştir.
Sonuç: Modern diyabetik ayak yaklaşımında dört temel basamak vardır. Tüm basamakların kendi içinde dinamikleri ve tedavi algoritmaları vardır. Bu basamaklar; fizik muayene ve değerlendirme, sınıflamalar, hastalığın dönemsel değişimleri ve en son girişimsel yaklaşımları içerir. Amacımız her zaman ekstremiteyi korumaktır.

Anahtar Kelimeler: Diyabet, diyabetik ayak, ayak ülseri, ampütasyon, yara


12.
Diyabetik Ayak Ülserlerinin Tanı ve Tedavisinde Kanıta Dayalı Plastik Cerrahi Yaklaşımı
Evidence-Based Approach of Plastic Surgery in the Diagnosis and Treatment of Diabetic Foot Ulcers
doi: 10.5222/otd.2015.072 Sayfalar: 72-81
Derya Bingöl, Özay Özkaya, Kadir Tasasız, Ayberk Akçay, İbrahim Avşin Öztürk

Diyabetik ayak ülserleri, diyabet hastalarında, yüksek insidansla oluşan (%12-25), ekstremite amputasyonuna kadar gidebilecek kötü progresyon gösteren, önemli derecede morbidite ve mortaliteye yol açan sorunlardan biridir. Diyabetin sistemik tutulumu nedeniyle, diyabetik ülser tedavisi multidisipliner bir yaklaşım gerektirmektedir. Patogenezi multifaktöryel olup, etkili tedavi için; altta yatan faktörlerin tam olarak bilinmesi, ülsere zemin hazırlayan durumların ortaya konması, olabiliyorsa bu durumların tedavi edilmesi veya ortadan kaldırılması gereklidir. Ülser tedavisinin yeterli bir şekilde yapılması için, medikal, cerrahi ve yardımcı tedavi seçenekleri bilinmeli, gerekli ise kombine olarak kullanılarak ekstremiteyi kurtarma yoluna gidilmelidir. Takip sürecinde ise; diyabetin kronik bir hastalık olduğu göz önünde bulundurularak, yeni ülserlerin oluşumunu önlemek için hastalara, patogenezde yer alan risk faktörleri ve bunlardan korunma yolları anlatılmalıdır.

Anahtar Kelimeler: Diyabet, diyabetik ayak, ayak ülseri


13.
Metabolik Cerrahinin Temelleri, Beslenme Fizyopatolojisi, “Fonksiyonel Kısıtlama” ve Malabsorpsiyon Olmaksızın İleal Proksimalizasyon
Fundamentals of Metabolic Surgery, Nutritional Pathophysiology, İleal Proximalization Without “Functional Limitations” and Malabsorption
doi: 10.5222/otd.2015.082 Sayfalar: 82-85
Alper Çelik

Metabolik cerrahi obezite ameliyatlarını da kapsayan geniş bir yelpaze olup, herhangi bir metabolik hastalığın cerrahi yöntemler kullanılarak tedavi edilmesi anlamına gelir. Klinik pratikte metabolik cerrahi dendiğinde akla gelen ise özellikle ciddi kilo sorunu olmayan diyabet hastalarında bu rahatsızlığın ameliyat yöntemleri kullanılarak tedavi edilmesidir. Bu bağlamda metabolik cerrahi temel hedefinin kan şekeri kontrolü olması nedeniyle obezite cerrahisinden ayrılır. Çünkü, obezite cerrahisinde temel hedef kilo kontrolü olup, kan şekeri bunun tali bir getirisidir. Cerrahi camianın her durumda ve her hastalıkta olduğu üzere cerrahi teknisyenliği ve buna ait sanatı hastalık fizyopatolojisine ait bilgi birikimi ile beraber harmanlayarak neyi neden yaptığı bilinci ile hareket etmesi gereklidir. Bu makale tedavi etmeye çalıştığımız hastalığı ve buna ait bileşenleri neden-sonuç ilişkisi içinde ele alarak metabolik cerrahi yolculuğuna çıkmaya hazırlanan tüm sağlık çalışanlarına yol gösterme amacı ile kaleme alınmıştır

Anahtar Kelimeler: Fonksiyonel kısıtlama, ileal proksimalizasyon, metabolik cerrahi


14.
Tip 2 Diyabet Tedavisinde Güncel Yaklaşımlar
Current Medical Treatment Modalities in the Treatment of Type 2 Diabetes Mellitus
doi: 10.5222/otd.2015.086 Sayfalar: 86-94
Elif Turan, Mustafa Kulaksızoğlu

Diabetes mellitus; insülin eksikliği ve rölatif yetersizliği ile hiperglisemiye sebep olan kronik bir hastalıktır. Günümüzde, sıklığı ve yarattığı sorunlar nedeniyle tüm dünyada önemi gittikçe artan bir sağlık sorunu olarak karşımıza çıkmaktadır. Dünyada ve ülkemizde prevalansı giderek artış göstermektedir. Diyabet prevalansının yüksek olması nedeniyle diyabetli kişilerin daha sağlıklı bir yaşam sürebilmelerini sağlamak için diyabet tedavisinde yenilikçi tedavilere ihtiyaç duyulmaktadır. Diyabet tedavisinde hedef kan glukozunun normal düzeylere indirilmesi ile birlikte mikro ve makrovasküler komplikasyonların engellenmesidir. Tip 2 diyabet tedavisinde kullanılan, farklı mekanizmalarla etkilerini gösteren farklı oral antidiyabetik ajanlar ve farklı etki süreli insülinler bulunmaktadır. Bu yazıda tip 2 diabetes mellitus tedavisinde uygulanan güncel tedavilere yer verilecektir

Anahtar Kelimeler: Diabetes mellitus, güncel tedavi, oral antidiyabetik ajan, insülin

Logos Tıp Yayıncılığı
Yildiz Posta Cad. Sinan Apt. No:36
D.63-64 Gayrettepe 34349 Istanbul
 
Fax :
(212) 288 0541
(212) 288 5022
(212) 211 6185
  E-mail
[email protected]
  Google Maps için tıklayın